ANA SAYFA
AŞK
CİNSELLİK
İLİŞKİLER
TAKTİKLER
KADINLAR
ERKEKLER
BİZ - HEPİMİZ
EVLİLİK
Evlilik neye benzer?
Evlilik üzerine bazı notlar
Evlilik üzerine çeşitleme
Evli erkeğin evrimi
Evlilikte duygusal zeka
Karım olsun istiyorum
Sevgilim, ben ve karısı
Uyku pozisyonundaki sır
Yeni bir soluk |
|
Bir Karım Olsun İstiyorum
Karılar olarak sınıflandırılan insanlardan biriyim.
Aynı zamanda anneyim. Bir süre önce karısından yeni boşanmış bir
arkadaşıma rastladım. Bir çocuğu vardı ve tabii ki eski karısıyla
yaşıyordu çocuk. Yeniden evlenmek istediğini söyledi. Bir akşam evde ütü
yaparken bu arkadaşım aklıma geldi ve "bir de benim karım olsa hiç fena
olmaz" diye düşündüm. Neden bir karım olsun istiyordum:
- Kendimi ve bakmakla yükümlü olduğum diğerlerini destekleyebilmek
için.
- Yüksek öğrenimimi bitirmek isterim. Karım ben okulu bitirene kadar
çalışıp bakar.
- Çocuklarımıza da bakar. Onların doktor-dişçi randevularını
ayarlar, iyi beslenmelerini sağlar, her zaman temiz ve bakımlı
olmalarına dikkat eder.
- Karımın çocuklarıma her zaman sevgi göstermesini, okul ve
derslerimden zaman ayıramayacağım için çocukları gezdirmek, hasta
olduklarında bakmak, özel ilgi gerektiği zamanlarda ilgilenmek karımın
görevleri arasında olur.
- Karımın gerektigi zaman işten izin alabilmesi mümkün olmalı, ama
bu işten atılmasına neden olmamalı. Bu izin almalar maaşından
kesintilere neden olabilir, ancak o kadarına göz yumabilirim.
- Karımın benim fiziksel ihtiyaçlarımı da karşılaması gerekir.
- Evimi temiz tutup benim ve çocukların arkasından toplayıp
düzeltir. Giysilerimi temiz ve ütülü, eşyalarımı da aradığım zaman
bulabilmem için yerli yerinde olmasına özen gösterir.
- Karımın iyi bir aşçı olmasını, yemek alışverişini ve pişireceği
yemekleri iyi planlamasını, yemekte bana ve çocuklara güler yüzlü
davranmasını yemekten sonra da benim ders çalışabilmem için
bulaşıkları yıkamasını isterim.
- Hasta olduğum zaman bana bakıp ilgi gösterir, kaçırdığım dersler
için beni avutur.
- Tatile gittiğimizde dinlenebilmem için çocukların beni rahatsız
etmemelerini sağlar.
- Karımın görevlerinden yakınmamasını dilerim. Ancak çalışmalarımda
karşılaştığım sorunları anlatmak istediğimde beni ilgiyle dinlemesini
ve gerektiğinde yazdıklarımı temize çekmesini beklerim.
- Karımın sosyal hayatımın ıvır zıvırıyla ilgilenmesi gerekir.
Dışarı çıkacağımız zamanlarda çocuk bakıcısı bulmasını, arkadaşlarımı
eve davet ettiğimde özel yemekler yapıp ikram etmesini, ancak ben ve
arkadaşlarım ilgimizi çeken konularda konuşurken sözümüzü kesmemesini
isterim.
- Çocukların beni ve konuklarımı rahatsız etmemeleri için karımın
onlara erken yatırmasını isterim. Konuklarımızın küllükleri temiz mi,
tabakları boşalmış mı, içkileri var mı, kahveleri tam istedikleri gibi
mi? Bu gibi ayrıntılara özen göstermesi gerekiyor.
- Karımın cinsel gereksinimlerim konusunda da duyarlı davranmasını
isterim. İstediğim zaman tutkuyla sevişmeli ve beni doyuma
ulaştırmalı. Ve tabii eğer havasında değilsem benden cinsel ilgi
beklememeli.
- Başka çocuk istemediğimden karımın doğum kontrolü konusunda tüm
sorumluluğu alması gerekir.
- Bana sadık olması, entellektüel hayatımın birtakım kıskançlıklarla
kesintiye uğramaması bakımından önemli. Ancak benim cinsel
ihtiyaçlarım monogamiye katı bir bağlılığı gerektirmeyebilir. Bunu
anlayışla karşılayacak bir karım olmalı.
- Eğer bir rastlantı eseri şimdiki karımdan daha uygun biriyle
karşılaşırsam, karımı yenisiyle değiştirme özgürlüğümün de olmasi
gerekir. Yeni bir hayata başlayabilmem için karımdan çocukları
almasını ve benim de yüzde yüz özgür olabilmem için onların tüm
sorunlarıyla ilgilenmesini beklerim.
- Okulu bitirip de işe başladığımda karımın kendini tam anlamıyla
görevlerine adayabilmesi için işini bırakıp evde oturmasını isterim.
Tanrım !! Kim bir karısı olsun istemez ki ???
Evlilikte duygusal zeka ne kadar önemli?
Evlilikte duygusal zekanın her zaman devrede olması gerekir. Eşler
arasında evlilik içi sorunlar yaşanıyorsa, önce kendi analizlerini
yapmaları şarttır. Duygusal zeka uyuduğu zaman, sorunlar bir çığ gibi
büyümeye başlar.
Evlilik kişileri nasıl bir psikolojiye sokuyor?
Evlilik kanunlar önünde pekiştirildikten sonra, evlilik sürecinde birden
fazla boyut başlıyor. Evliliğin sosyal boyutu, evliliğin kuralları,
evlilikteki roller ve evliliğin duygusal boyutu... Evlilik terapilerine
başvuran çiftlerde, en çok rastlanan sorunların başında, eşler
arasındaki iletişim sorunu ve bu iletişimsizlikten doğan problemler
gelmektedir. İşte bu noktada duygusal zeka çok önemlidir.
Duygusal zeka kişiye ne kazandırıyor?
Duygusal zeka olarak adlandırdığımız, karşı tarafı anlayabilme,
algılayabilme ve aynı zamanda da kişinin kendi duygularını ifade
edebilme becerisi çok önemlidir. Toplumumuzda kişileri duygusal ve
mantıklı gibi iki gruba ayırıyoruz. Üstelik mantıklı olarak
nitelendirilen kişilerden övgüyle, diğerlerinden de eleştiriyle söz
ediyoruz. Oysa ki, her alınan kararın altında duygular yatar. İnsan
kendisine yapılan bir harekete cevap vermeden önce duygularına başvurur.
Duygusundan aldığı mesajla düşüncesini geliştirir, sonunda da bu
düşüncesini eyleme döker. Bu gerçeği göz önüne alırsak duygusal insan,
mantıklı insan ayrımına girmemek gerektiğini görüyoruz. Ayrıca yetişme
yöntemlerimizdeki yanlışlıklar da duygusal anlamda boşluklar
yaratılmasına neden oluyor. "Erkekler ağlamaz" diye büyütülen erkek
çocukları, "kızlar öyle her yerde gülüp, konuşmaz" diye telkinde
bulunulan kız çocukları ileri yaşlarda kendi duygusal dünyalarına
yabancılık duyuyor. Bu anlamda bakıldığında yetişkin olduklarında ve
evlendiklerinde birbirlerinin duygularını anlamamaları da çok şaşırtıcı
değil.
Duygusal zeka sayesinde evlilikleri kurtarmak mümkün
olabilir mi?
Önceleri zeka bir bütün olarak ele alınıyordu. Son yıllarda zekanın
birden fazla alanda işlevsel olduğu ortaya çıktı. Bu açıdan baktığımızda
evliliklerde duygusal zekanın ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz. Bir
evlilikte duygusal zekanın varlığı, uyumu son derece olumlu
etkilemektedir. Evlilik terapilerinde çiftler terapi süresince bu
alandaki boşluklarını çok iyi farkedebiliyorlar. Bir anlamda empati
kurmayı da deneyimlemiş oluyorlar. Empati; bir kişinin diğer bir
kişinin yerine bir an için geçerek, onun gibi hissetme ve onun gibi
algılama becerisidir. Yani bir başkasının gözleriyle dünyaya bakmak ve
bir başkasının duygularıyla bir an için yaşamaktır. Eşinin üzüldüğü her
hangi bir olayı saçma bulan eş, eğer duygusal zekasını işin içine
sokarsa, söz konusu olan üzüntünün hiç de saçma olmadığını farkeder.
Kırıcı, yıpratıcı bir çok konuşmanın ve davranışın da bu şekilde önüne
geçilmesi mümkün olacaktır.
Eşler en çok neden şikayetçi
- Eşim beni anlamıyor.
- Eşim bana sevgi sözcükleri söylemiyor.
- Eşimle duygularımı paylaşamıyorum.
- Eşim benimle sohbet etmiyor.
- Eşim bana zaman ayırmıyor, başbaşa kalamıyoruz.
- Eşim benim ilgilerime karşı ilgisiz.
- Eşim çok duyarsız biri.
|
|
Kaçsak, gidecek yerimiz yok,
kendi kendimize tutsagız, savaşsak vuracağımız baskalarıyla birlikte yine
kendimiz olacağız.



|