ANA SAYFA
EVLİLİK
CİNSELLİK
İLİŞKİLER
TAKTİKLER
KADINLAR
ERKEKLER
BİZ - HEPİMİZ
AŞK
Aşkın Kanunu
Aşk sembolleri
Aşkın "Seyir" Defteri
Kendini aşka bırak
İlk Aşk & İlk Seks
Onu aşkınızla çıldırtın
Konfüçyus'un Öğütleri
Sevgi üzerine
Kalp kazanmanın yolları
Mevsimler boyu aşk!
Yakın arkadaşa aşıklık
Sizinle ilgilenmiyorsa
Aşkta "eski sevgili''
Biten İlişkilerde ne ?
Bitirmek istiyorum ama
Hoşça kal |
|
İlk aşkı unutan var mı?
Karşı cinse doğru ilk yürek çarpıntılarının başladığı o
günleri pek azımız unutabilir.
"İlk kez lunaparka giden çocuğun duyduğu heyecana"
benzetilen "acemilik günleri"nde kişi aslında bir imaja aşıktır. Duyguları
gerçeğe dönüşebilse, belki de büyü bozulacaktır.
Genellikle ilk aşık olduğumuz insan, ilk flört ettiğimiz
veya ilk cinsel ilişkimizi yaşadığımız kişi değildir. Bu durumda, iki
benzersiz deneyimi anlatmak için "aşk" sözcüğünü kullanmak yetersiz
kalabilir. Ve çoğu zaman da pek doğru değildir. Aslında her iki ilişkide de
karşı cinse olan duygularımızı şekillendirmede ve gelecekteki ilişkilerimizi
etkilemede çok önemli rol oynarlar. İlk aşk, gelecekteki ilişkilere
zenginlik katabileceği gibi olumsuz da etkileyebilir.
İlk romantik aşk
Bir haz kaynağı ya da bir hüzün kaynağı olabilir ama, çok az insan, ilk kez
sırılsıklam aşık olduğunda hissettiklerini unutabilir. Bu aşk hastalığının
belirtileri çok çeşitlidir, kalp daha hızlı çarpar, nabız çabuk atar, sıcak
basar, insanın başı döner, iştah kaybolur, aşırı ruh hali değişimleri olur,
uykusuzluk çekilir. Bazı insanlar mantıklarını, düşünme yeteneklerini
yitirdiklerini anımsarlar. Hele bir de insan çok gençse, çoğunlukla
karşılıksız olan o ilk aşk, acısıyla tatlısıyla karmaşık duygular yaratır.
Sibel o günleri şöyle anımsıyor; "13 yaşındaydım ve daha önce bir erkeğe tam
anlamıyla bakmamıştım bile. O yaz ailemle tatile gitmiştik. Ona bir anda
aşık oldum. Plajda çalışıyordu, yanık tenli, müthiş yakışıklıydı, ya da o
anda bana öyle geldi. Benden çok daha büyüktü ve eminim beni plajda oynayan
çocuklardan farklı görmüyordu. Oysa ben her gün onu göreceğim diye
heyecandan ölüyordum. Beni belki de hiç farketmemiş olduğunu şimdi anlıyorum
ama, onu unutabileceğimi de hiç sanmıyorum. O benim ilk aşkımdı."
Psikolog Aslı Devrim, ilk aşkı şöyle tanımlıyor: "İlk aşk
deneyimi genellikle gerçekçi değildir. Ama tuhaftır, insan ilk aşkının
etkisinden pek kurtulamaz. Alınan o büyük haz, o umutsuzluk duygusu,
karşılığı alınmasa bile, unutulacak duygular değildir. İnsanın ilk kez
lunaparka gittiğinde hissettikleri gibi bir şey yani aşk nedense, bir daha
aynı heyecanı veremiyor insana."
Çocukluk aşkı
İlk kez aşık olduğunuz zaman, genellikle gelişmenin ilk dönemlerinde
olduğunuz ve henüz olgunlaşmadığınız için, o kişiye nasıl yaklaşacağınızı
pek bilemezsiniz. Aslında sadece müthiş heyecanlı bulduğunuz bir imaja
aşıksınızdır. Eğer görüşebilir ve duygularınızı gerçeğe dönüştürebilirseniz,
büyük bir olasılıkla büyü anında bozulacaktır. O kişiye hayran olmanız ve
belli bir mesafeden gözlemeniz, onun gözünüzde mükemmel bir aşk objesi
olarak kalmasına yardımcı olur. Bu şekilde aslında onların uygun olmadığını
anlama fırsatı yakalayamazsınız. Peki, insanları aşkı aramaya yönelten şey
nedir, biyolojik bir güdü mü, yoksa bir güvenlik arayışı mı?
Aşkı aramak
Parçalanmış bir aileden gelen Perihan, 16 yaşındayken sevecek birisini
aradığını anımsıyor. Şimdi dönüp de geriye baktığında ise, onunla
ilgilenecek ve aradığı güvenliği verecek birisine ihtiyaç duyduğunu anlıyor.
"Sanıyorum herşeyi büyük bir duygusallıkla ele alıyordum. Sanki ben
Sindrella'ydım ve Beyaz Atlı Prensi'mi arıyordum. Bana ilk arkadaşlık teklif
eden erkeğe deli gibi aşık oldum. Harikaydı. İlk buluştuğumuz günün sonunda
neredeyse tüm yaşamımızı planlamıştım bile. Üç hafta sonra benden ayrıldı.
Bağlanmak istemediğini söylüyordu. Haftalarca, aylarca ağladım. Bu olayın
etkisini atlatmam belki de yıllarımı aldı. Uzun süre onu, benim için en
uygun kişi olduğunu düşünerek kafamda idealleştirdim. Aslında onu doğru
dürüst tanımıyordum bile."
Bu ilişki Perihan'ın gelecekteki ilişkilerinin ilkiydi
sadece. Onu sevecek birisini aramaya devam etti uzun bir süre. Birisine
bağlanması çok kolaydı ama duygularının karşılığını ender olarak
alabiliyordu. Bugün şöyle diyor:"Artık akıllandım, birçok erkeği kendimden
soğutmuş olduğumu fark ediyorum. Onlardan beni sevmelerini talep ettim
sürekli. Aslında gerçek olan şuydu; ben kendimi sevmeyi öğrenmemiştim. Ve
aynı zamanda acı çekmeyi, aşkın bir parçası olarak kabul etmiştim."
Çoğu kadın karşısındaki erkeğin kendisine bağlı olmasını
ister ve ihtiyaç duyar. Sevginin azaldığını gösteren en ufak bir belirtiye
karşı çok hassastır. Alınması gereken derslerin en zoru da şudur: Eğer aşırı
bağımlıysanız ve aşırı sevgi talep ediyorsanız, en çok istediğiniz şeyi
yitirme tehlikesi daha büyüktür. Sevilmeye layık olduğunuzu öğrenene kadar,
başkasının sizi sevmesini nasıl bekleyebilirsiniz ki?
"Önce ben" dönemi
İlk aşk, duygusal gelişiminizde, genellikle vermekten çok, isteme dönemidir.
Kendinizi değil de başkasını düşünmeniz ilk kez gerçekleşiyor olsa bile, bu
oldukça ben-merkezci bir sevgidir. Gerçekten de insanlar ilk aşklarında
sevgilerinin objesi olan kişiye sevgi ve şefkat vermekten çok, olayın
sevilme yönüne ilgi duymaktadırlar.
...Ve ilk seks
İlk cinsel ilişki ilk aşkla aynı anda yaşanmasa bile, Dr. Aslı Devrim ilk
aşkla ilk cinsel ilişki arasında oldukça dolaysız bir ilişki olduğuna
inanıyor. "Farkında olmasanız bile, hissettiğiniz duyguların mutlaka cinsel
bir yönü vardır. Zaten o özel büyüyü veren de odur. Ama insanlar genellikle
bunun farkına varmazlar. Çünkü bu ilk şaşırtıcı duyguyla cinsel güdülerinin
bir ilişkisi olduğunu anlayacak kadar yeterli cinsel deneyime sahip
değildirler."
İnsanlar daha romantik bir sözcük kullanarak adına
"sevişmek" deseler de, ilk seksin romantik duygularla hiç bir bağlantısı
olmayabilir. Gerçekten de araştırmaların gösterdiğine göre insanların
bazıları, ilk seks deneyimlerini daha güvenli bir ortamda yapıyorlar, daha
doğrusu, özel bir kişiyle yapmıyorlar ve böylece eğer herşey iyi gitmezse
pek fazla düş kırıklığı yaşanmıyor. Yani artık birçok insan aşık olmadan çok
daha önce cinsel deneyim yaşıyor.
İnsanlar ilk aşklarını nasıl unutmuyorsa, ilk seviştikleri
kişiyi, yeri ve zamanı da en ince detayına kadar hatırlıyor. İlk yaşadığımız
cinsel ilişkinin hafızalarımıza bu denli kazınmış olmasının sebebi de, o
olay gerçekleşmeden çok önce uzun süre merak etmiş, endişelenmiş ve hatta
fantezisini kurmuş olmamızdır.
"Hayır" demenin güçlüğü
Genç kızların birçoğu ilk gerçek cinsel ilişkilerinde düş kırıklığına
uğrarlar. Çünkü seks hakkında şöyle böyle bilgi edinmiş olmalarına karşın,
cinsel ilişkiye girdiklerinde, cinsel ilişkiden ne beklediklerini hala
bilmiyorlardır. Bir genç kız şöyle diyor: "Erkek arkadaşım hoyrattı, beni
hiç düşünmüyordu. Canım acımaya başlayınca paniğe kapıldım ve durmasını
söyledim, ama durmadı, devam etti. O olaydan sonra onu bir daha görmek
istemedim. Daha önce bana dokunmasına izin vermezsem beni istemeyeceğini
sanıyordum ama olaydan sonra ben onu istemedim." Birçok genç kız kendileri
henüz hazır olmadıkları halde, erkek arkadaşlarının cinsel ilişki için
yaptıkları bu baskıyı hissederler. Ve birçoğu da ya utandığından, ya da
sürekli baskıya dayanamadığından dolayı boyun eğer ve sonradan "hayır"
diyemediklerine pişman olurlar. Başarılı bir sevişme için, doğru bir
iletişim ve karşılıklı anlayış çok önemlidir. Bu ikisi yoksa sevişmenin
mutluluk vermesi mümkün değildir. Eğer genç kızın bu ilk cinsel deneyimiyse,
sorun daha da güçleşir. Bir kadına şefkatle, sevgiyle ve yumuşaklıkla
yaklaşılması gerekir. Bazen yanlış olsa bile, insan kendini, cinsel aşk için
en uygun zamanın geldiğine inandırabilir. Kendisini sevecek birini arayan
Hande, bu sevgiyi seksle satın almaya çalıştığını düşünüyor. "Pek bilinçli
birşey değildi ama, sanıyorum, bir erkeğin benimle sevişmesine izin
verirsem, bana aşık olacağına inanıyorum. Aşık filan olmadı tabii!"
Seks arzusu çok güçlü olabilir ve insan bir kez denedikten
sonra geriye dönüş yapmak zor olabilir. Birçok kadın, ilk cinsel eşleriyle
en çok neden zevk aldıkları konusunda konuşmakta zorlanmışlar ve bu yüzden
daha sonraki ilişkilerinde ne istediklerini söyleyebilme cesaretini çok uzun
zaman sonra bulduklarını görmüşlerdir.
Eşler arasındaki ilgi ve sevginin azlığı kadar, korku,
gerginlik ve suçluluk duygusu da, ilk cinsel ilişkinin unutulmaz ve acı bir
deneyim olmasına neden olabilir.
|
|
YÜZLERİMİZİN VE
GÖZLERİMİZİN RENGİ
FARKLI OLSA DA
GÖZYAŞLARIMIZIN
RENGİ AYNIDIR!..


 |