ANA SAYFA
AŞK
CİNSELLİK
İLİŞKİLER
TAKTİKLER
KADINLAR
ERKEKLER
BİZ - HEPİMİZ
EVLİLİK
Evlilik neye benzer?
Evlilik üzerine bazı notlar
Evlilik üzerine çeşitleme
Evli erkeğin evrimi
Evlilikte duygusal zeka
Karım olsun istiyorum
Sevgilim, ben ve karısı
Uyku pozisyonundaki sır
Yeni bir soluk |
|
Evlilikte Duygusal Zeka
Araştırmacılar, sorunların değil, davranış biçimlerinin
hayatı alt üst ettiğini söylüyor. Duygusal zeka işte bu dönemde devreye
girerse, başınızın üstündeki kara bulutlar, pembeyle yer değiştirebilir.
Çünkü duygusal zeka sayesinde birçok konuya, karşı tarafın gözünden
bakabiliyor ve haksızlık olarak algıladığımız her şeyi derinlemesine
görebiliyoruz. Kısacası sonu kötü bitecek bir evlilik, mutlu bir yuvaya
dönüşüyor.
Bütün evlilikler geleneksel anlamıyla "Bir yastıkta kocamak"
için başlıyor. Büyük heyecanlarla yaşanan ilk beraberlikler ve o ilklerin
dayanılmaz cazibesi... Aşk duygusu yenileniyor, içinizde sevgi çoğalıyor ve
karşı tarafa coşarak akıyor... Artık yepyeni bir hayat var önünüzde... Güzel
bir beraberlik ve kimbilir belki de mutlu bir yuva... Evet, güzel ve mutlu
bir yuvanın hayalini kim kurmaz ki? Üstelik keyifli bir beraberlik
yaşıyorsa. Özlemle beklenen teklife tabii ki "hayır" demek düşünülemez
bile... Evlilik telaşı ile yeni bir yapılanmaya hazır hissediyorsunuz
kendinizi. Nikah masasında söylenen "evet"ler hayatınızda yeni açılan
sayfanın da ilk sözcükleri oluyor. Sonra gelenekler, birbirine aşık
insanların duygu yoğunluğuna karışmaya başlıyor. Zorunluluklar,
sorumluluklar birbiri ardına diziliyor. Hayatın akıp giden çarkına çelme
takmaya uğraşırken, birbirinizi de kimi zaman anlayamaz olduğunuzu
görüyorsunuz. Küçük tartışmalar başlıyor önceleri, büyük ve güçlü
barışmalarla noktalanan. Bu manzara size yabancı, ortam biraz farklı derken
büyüyor yeni bir gerginlik ansızın, kırıyor, incitiyor, aldırmaz görünüyor
ve kızdırıyorsunuz. Taraflar bir maçın galibi olmaya sanki dünden
hevesliymiş gibi mücadeleye başlıyor yine. Kısacası, zaman içinde yaşınız,
çevreniz ve deneyimlerinizle değişiyorsunuz. Bu değişimleri yumuşak
geçişlerle evliliğinize taşımayı beceremiyorsunuz. İşte bu noktada duygusal
zeka denilen sihirli değnek devreye girip, görevini üstleniyor. Duygusal
zeka konusunda araştırmalar yapan aile terapisti Psikolog İklim Öz, bu
sihirli formülünü anlatıyor.
Evlilikte duygusal zeka ne kadar önemli?
Evlilikte duygusal zekanın her zaman devrede olması gerekir. Eşler arasında
evlilik içi sorunlar yaşanıyorsa, önce kendi analizlerini yapmaları şarttır.
Duygusal zeka uyuduğu zaman, sorunlar bir çığ gibi büyümeye başlar.
Evlilik kişileri nasıl bir psikolojiye sokuyor?
Evlilik kanunlar önünde pekiştirildikten sonra, evlilik sürecinde birden
fazla boyut başlıyor. Evliliğin sosyal boyutu, evliliğin kuralları,
evlilikteki roller ve evliliğin duygusal boyutu... Evlilik terapilerine
başvuran çiftlerde, en çok rastlanan sorunların başında, eşler arasındaki
iletişim sorunu ve bu iletişimsizlikten doğan problemler gelmektedir. İşte
bu noktada duygusal zeka çok önemlidir.
Duygusal zeka kişiye ne kazandırıyor?
Duygusal zeka olarak adlandırdığımız, karşı tarafı anlayabilme,
algılayabilme ve aynı zamanda da kişinin kendi duygularını ifade edebilme
becerisi çok önemlidir. Toplumumuzda kişileri duygusal ve mantıklı gibi iki
gruba ayırıyoruz. Üstelik mantıklı olarak nitelendirilen kişilerden övgüyle,
diğerlerinden de eleştiriyle söz ediyoruz. Oysa ki, her alınan kararın
altında duygular yatar. İnsan kendisine yapılan bir harekete cevap vermeden
önce duygularına başvurur. Duygusundan aldığı mesajla düşüncesini
geliştirir, sonunda da bu düşüncesini eyleme döker. Bu gerçeği göz önüne
alırsak duygusal insan, mantıklı insan ayrımına girmemek gerektiğini
görüyoruz. Ayrıca yetişme yöntemlerimizdeki yanlışlıklar da duygusal anlamda
boşluklar yaratılmasına neden oluyor. "Erkekler ağlamaz" diye büyütülen
erkek çocukları, "kızlar öyle her yerde gülüp, konuşmaz" diye telkinde
bulunulan kız çocukları ileri yaşlarda kendi duygusal dünyalarına yabancılık
duyuyor. Bu anlamda bakıldığında yetişkin olduklarında ve evlendiklerinde
birbirlerinin duygularını anlamamaları da çok şaşırtıcı değil.
Duygusal zeka sayesinde evlilikleri kurtarmak mümkün
olabilir mi?
Önceleri zeka bir bütün olarak ele alınıyordu. Son yıllarda zekanın birden
fazla alanda işlevsel olduğu ortaya çıktı. Bu açıdan baktığımızda
evliliklerde duygusal zekanın ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz. Bir
evlilikte duygusal zekanın varlığı, uyumu son derece olumlu etkilemektedir.
Evlilik terapilerinde çiftler terapi süresince bu alandaki boşluklarını çok
iyi farkedebiliyorlar. Bir anlamda empati kurmayı da deneyimlemiş oluyorlar.
Empati; bir kişinin diğer bir kişinin yerine bir an için geçerek,
onun gibi hissetme ve onun gibi algılama becerisidir. Yani bir başkasının
gözleriyle dünyaya bakmak ve bir başkasının duygularıyla bir an için
yaşamaktır. Eşinin üzüldüğü her hangi bir olayı saçma bulan eş, eğer
duygusal zekasını işin içine sokarsa, söz konusu olan üzüntünün hiç de saçma
olmadığını farkeder. Kırıcı, yıpratıcı bir çok konuşmanın ve davranışın da
bu şekilde önüne geçilmesi mümkün olacaktır.
Eşler en çok neden şikayetçi
- Eşim beni anlamıyor.
- Eşim bana sevgi sözcükleri söylemiyor.
- Eşimle duygularımı paylaşamıyorum.
- Eşim benimle sohbet etmiyor.
- Eşim bana zaman ayırmıyor, başbaşa kalamıyoruz.
- Eşim benim ilgilerime karşı ilgisiz.
- Eşim çok duyarsız biri.
|
|
Kaçsak, gidecek yerimiz yok,
kendi kendimize tutsagız, savaşsak vuracağımız baskalarıyla birlikte yine
kendimiz olacağız.
|