ANA SAYFA
AŞK
CİNSELLİK
EVLİLİK
İLİŞKİLER
TAKTİKLER
ERKEKLER
BİZ - HEPİMİZ
KADINLAR
Kadınlar ne ister?
Kadın erkekle niye yatar?
Kadınla kelimeler ve anlamları
35yaş üstü dayanılmaz çekiciliği
Bayanları anlayabilmek
Çıkma cevapların gerçek anlamı
Kadın
hayatındaki dönemler
Erkek arkadaş mı?Hayır istemem
Harika bir gün nasıl olur?
Hatunların genlerindeki kodlar
İyiki kadınım dedirten sebepler
Kadın gönlü bir gariptir
Kadın olmanın ayrıcalıkları
Kadınlar cadı mı?
Kadınlar nelere hayran kalırlar?
Ah şu kadınlar
Bir kadının kaleminden kadınlar
münhasır kız arkadaş halleri
Kızlar erkekleri neden sever
Kızlara özel mazeretler
Sarışınlara dair :)))
En sık sorulan sorular
|
|
Kadın gönlü bir garip
Erkeğe tutkuda serseri, sapık, hatta katil sınırını bile tanımayanlar
var...
Bazı kadınların, sevdiği erkeğe bağlılıkta gösterdikleri gözükara
davranış, bilim adamlarını ve hukukçuları hayrete düşürüyor. Bakınız,
cinayetten ömür boyu hapse mahkum bir koca için neler söylüyor Marie; "Katil
olabilir, ama bana elini kaldırmış değildir; onu seviyorum." Uzmanlar, bu
akıl almaz bağlılığı, korkudan çok, aşka bağlıyorlar.
"Aşk her şeye kadirdir" derler. Ne olursa olsun, erkeğinizin yanında yer
almak düşüncesi, çok çekici ve romantik bir tutum gibi gözükebilir. Ama bir
kadının duyacağı sevgi ve bağlılığın sınırı yok mudur? İlgisiz, ayyaş,
tembel ve sadakatsız eşini terketmeye yanaşmayan pek çok kadın vardır. Erkek
şiddette başvurduğu halde kadının ondan bir türlü kopamaması da, bunun uç
örneklerindendir. Ancak, kadınlara tecavüz eden birinin ya da bir çocuk
katilinin eşi hala "O benim erkeğim, onu seviyorum" diyorsa, bu hastalıklı
bir durum sayılır.
Kabullenilebilir suçlar
Erkeğinin yaptığı dehşet verici işlerden dolayı kadın elbette suçlanamaz.
Böyle bir durumda kadının ilişkiyi kesmek ya da polise haber vermekten
çekinmesi de anlaşılabilir bir şeydir. Bazen erkeğin kendisi kadar
akrabalarından ya da suç ortaklarından da korkmak zorunda kalan bir çok
kadın, durumu kabullenip ilişkiyi sürdürmekten başka çare bulamazlar. Sharon
Bovill, İngiltere'de bırçok kadına saldıran John Stedd'in sevgilisiydi. Onun
itiraflarını dinlemiş, hatta içinde telekız Jackie Murray'i Hyde Park'ta
öldürdüğü hasarlı otomobilden kurtulmasına yardım etmişti. Yine de, hakkında
dava açılmadı, çünkü polis, onun da "Şiddetli bir terörle karşı karşıya"
bulunduğunu bildirmişti.
Steed'in yakalanmasını sağlayan, kurbanlarından birinin saldırganın eşkalini
çok ayrıntılı bir şekilde tarif edebilmesi olmuştu. Steed, Kasım 1986'da tam
dört ayrı idam cezasına çarptırıldı. Sharon ise altı ay sonra hapishaneye
yaptığı ziyarette "Onun hala sevdiği tek erkek olduğunu" söylüyordu! Basına
yansıyan biçimiyle Sharon Steed'e yaptıklarından hoşlanmadığı halde yine de
bunu kabul edebileceğini, çünkü onu ve ihtiyaçlarını anladığını söylemişti.
Hatta Steed'le kelepçelerin kullanıldığı sado-mazohist seks oyunlarına da
katılmıştı. Sharon'ın ve Steed'in aileleri, onun bu saldırganlığının vücut
geliştirme amacıyla aldığı ilaçlara bağlıyorlardı. Oysa eski bir sevgilisi
Steed'i "kötü, alaksız ve dengesiz" olarak tanımlaşmışıt. Sonunda Sharon
başka birini buldu ve Steed'i terketti.
Kadın neden terk etmez?
Bazı kadınların şiddete yatkın erkekleri beğenmeleri ve işledikleri korkunç
suçlara rağmen onları sevmeye ve korumaya devam etmeleri, nedense fazla
araştırılmamış bir konudur. Bir kısmı, ortadaki açık seçik deliler olduğunda
bile, erkeğin yanlış yere suçlandığına inanmaktadır. Psikiyatrlar,
hukukçular ve mahkum eşleri, şiddete yatkın erkeklerden hoşlanan tek kadın
tipinin olmadığını vurgulamaktadırlar. Belki de neden, bu cins erkekleri de
tek tip oluşturmamasıdır. Suçlu erkeklerin arasında, kocası ne yaparsa
yapsın, evde bambaşka davrandığını söyleyenler, şaşırtıcı ölçüde çoktur.
"Bana elini kaldırmaz"
Örneğin bir mahkum eşi olan Marie, "Kocam cinayet suçundan müebbet hapse
mahkum ama bana bir kez olsun elini kaldırmamıştır" diyor ve konuyla ilgili
düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "Kimileri ondan ayrılıp kendi yoluma
gitmemi öneriyor; ama yapmıyorum, çünkü onu seviyorum." "Grubumuzdaki bazı
kadınların zaten kendi ailelerinde şiddet varmış. Bunlar, dönüp dolaşıp hep
aynı tip erkeği seçtiklerinin farkına bile varmıyorlar. Sonra, mazohist
kadınlar var; kocasının iyi biri olmadığını biliyor ama, gördüğü ilgiden
memnun. Belki babasından ya da ağabeyinden çok baskı görmüş, erkeklerin hep
böyle olduğunu sanıyor..."
"Kaya" gibi biri... "
Bu durumdan zevk alan kadınlar da oluyor. Bir zamanlar hani "kaya gibi"
deriz ya, işte öyle biriyle çıkıyordum. Onun beni koruduğunu hissederdim.
Güçlü, suskun ama seven tiplerden diye düşünürdüm; taa ki, ondan ayrılma
cesaretini bulana kadar..." Kadınlar hep ümit edebilmek ister. Saldırgan
erkek için "mutlaka değişecek" diye düşünürler. Oysa şiddet, onun
karakterinde yer etmiştir. Daha sonra uzaklaşmayı başardığınızda, "Ne
budalaymışım" dersiniz kendi kendinize. Birçok kadın ayrılmaktan korkar ve
korku içinde yaşamayı sürdürürler.
Çocuklara tecavüz eden biri de olsa
"Kadınlara ya da çocuklara tecavüz eden bir adamın eşi nasıl davranır, tam
bilemiyorum. Sanırım ondan ayrılmıyor. Çünkü seviyor ve yaptıklarını
aklından çıkarıp atıyor. Cinsel saldırganların bu sürede yaşadıkları da çok
feci ve bizler, tüm mahkum eşlerinin de bir ceza çektiğini vurguluyoruz.
Komşunuz durumu öğrendiyse, taşınmaktan başka bir çare yok gibidir.
İnsanlar, suçlu erkeğin karısına da kabahat bulurlar. Camlarınız
taşlanabilir, çocuklarınız tehdit edilir. Tabii bazen de kocanızın dostları
gelip "Arkadaşa ihtiyacın var mı?" diye yoklarlar. Sonunda kadın, hiçbir şey
yapmadığı halde utanmaya, suçluluk duymaya başlar."
Gerçeğin çirkin yüzü
"Ganster sevgilisi" olmayı göz kamaştırıcı ya da heyecan verici bulan
kadınlar her zaman çıkabilir. Ama gerçeğin çirkin yüzüyle karşılaşır
karşılaşmaz, bu düşünce siliniverecektir. Bu kadınlar, komşuların
horlamaları, hatta tehditleri altında yaşamak zorunda kaldıkları gibi, bir
yandan da erkeğin günün birinde serbest bırakıldığında belki de kadının
kendisini ele vereceğini düşünürken intikam almaya kalkabileceği korkusunu
sürekli hissederler.
Korunma isteği mi?
Avukat Judith Goodman "Tanıdığım kadınların çoğu büyük korku içindeydi ve
korunmaya ihtiyaçları vardı" diyerek bu konudaki gözlemlerini şu cümlelerle
aktarıyor: "Kocası tutuklanmış bile olsa, kadın, onun sonsuza dek hapiste
kalmayacağını bilir. Çıkınca intikam almak isteyeceğinden ya da ailesi veya
arkadaşlarının aynı şeye girişebileceklerinden korkar."
"Benim gördüğüm kadarıyla kadınlar, şiddet kullanan erkeklerden genellikle
hoşlanmazlar. Hatta bu tip erkeklerle bir defadan çok ilişki kurmuş olanları
için de geçerlidir bu. Çoğu tanıdıkları bir erkeğin daha şiddette yatkın
olmasını şaşırarak farkeder! Kadınlar da değişik oluyor. İçlerinde cahiller,
alkolikler de var; eğtimi görmüş, meslek sahibi kişiler de... Böyle bir
erkekle birlikte yaşamları da farklı nedenlerden kaynaklanıyor. Çocukların
varlığı, parasızlık, aile baskısı, şanssız bir evlilik yaptığını
kabullenmeme gibi...
Polis de gönülsüz
Judith Goodman'ın bir başka gözlemi de, polisin, suçlu bir erkeğin eşini,
gerektiğinde, şahitlik yapması sağlanabileceği halde, mahkemeye çıkarmada
çoğunlukla gönülsüz davranması. "Polis, kadının hayatının tehlikeye
düşebileceğini biliyor, bu yüzden de bağımsız tanıkları tercih ediyorlar"
diye açıklıyor bu durumu. "Korkuya kapılmış bir kadın tam duruşma öncesinde,
hatta tanık koltuğunda oturduktan sonra bile bu işten cayabilir."
Kadın da suçlanabilir
Judith Goodman, kadının da çeşitli durumlarda suçlu konumuna düşebileceğine
işaret ediyor: "Polise bilgi verme yükümlülüğü yoktur ama yardım etmeyi
reddetmekle yasalara karşı çıkmış olabilirsiniz. Yataklık konusunda yalan
söylerseniz, adaleti saptırma suçu işlemiş olursunuz. Ona yardımcı
olursanız, suça yardım ve özendirmeyle ya da çalınmış malları piyasaya
sürkmekle itham edebilirsiniz."
Kahreden ikilem
Şiddet kullanan suçluların karıları ya da sevgilileri sık sık korkunç
ikilemlerle karşılaşırlar. Ya polise başvurup erkeğin intikam alma
ihtimalini kabullenecekler ya da onu koruyup suçlu duruma düşmeyi göze
alacaklardır. Üstelik, onun serbest dolaşmasına izin verdikleri sürece,
başkalarına da saldırabileceğini bildikleri için suçluluk hissedeceklerdir.
Jackie DeFelice, bir papazın evini soyan çetenini lideri Robert Horscoft'la
ilişkisi yüzünden başının fena halde dertte olduğunu, yeraltı dünyasının
dedikodularından duyarak öğrenmişti. İki bıçağı ve bazı çalıntı malları
elden çıkartma suçundan tutuklanmasına karar verilmişti bile.
Hor görülme, sevginin bedeli
"Sokaklarda bana bağırıp çağırıyorlar, küfredenler oluyordu. Bütün yaptığım
sevdiğim adamı kollamaktı" diyordu Jackie. Ama sonunda ilişkiyi sona
erdirdi. "Horscroft soyguna bizzat katılmamıştı ama ötekileri neden
durdurmadığını anlamak güçtü. Çetenin başıydı çünkü." Jackie öğrendiğinde
görüldüğü gibi bazı kadınlar, sevgililerinin bir haydut ya da kabadayı
olmasını kabullenebiliyorlar. Ama, bu kadınlar için belli bir sınıf da var;
cinsel saldırganlarla ya da soğukkanlı sadistlerle birlikte yaşamaları
sözkonusu değil. Ne var ki, bunu bile göze alacak kadar başı dönmüş kadınlar
da yok değil. Kocası çocuğunu feci şekilde dövüp yaralarken buna seyirci
kalan, hatta iştirak eden annelere bile rastlanıyor.
İşkencede işbirliği
Örneğin, Ayra Hirdley, sevgilisi Ian Brady'yle birlikte birçok çocuğu
işkence ederek vahşice öldürmekten hüküm giymişti. Kadının yaşam öyküsünü
kaleme alan bir yazar, onun bu cinayetlere katılmasını, tümüyle erkeğin
büyüsüne kapılmış olmasıyla açıklamaktadır. Bazı kadınlar için belli ki
bağlılığın sınırı yoktur ve erkeğini istediği her şeyi yapmaya hazırdırlar.
Önce kampanya düzenledi, sonra boşandı
Bardağı taşıran damlanın hangisi olacağı da, kadından kadına değişmektedir.
Örneğin Londralı Rose Davis, haksız yere hapse atılan kocasını kurtarmak
için başarılı bir kampanya yürütmüştü. Ancak kocası George serbest
bırakıldıktan sonra gerçekten bir suç işleyip yeniden hapsedilince, ondan
derhal ayrıldı. "George'un bir melek olduğunu zaten hiç düşünmemiştim. Ama
artık saygı duymadığınız birini sevemezsiniz de; Mahvolan hayatını yeniden
kazanmıştı ama kendi elleriyle fırlatıp attı onu." İşte Rose'un gerçekleri
bunlardı.
Şiddetle özdeşleşmek
Şiddet kullanan bir erkekle ilişki, kadını içinden çıkamayacağı bir şiddet
girdabına sürükleyebilir. Gerçi böyle erkekler arasında evinde çok sevecen
bir koca ve baba olarak yaşayanlar vardır. Ama, en ufak bir karşı çıkış bile
en azından bir tokatla yanıtlayanlar da az değildir. Hiçbir kadın. Kendisine
kötü davranan, şiddet kullanan bir erkeğe bağlı kalmak zorunda değildir. Her
kadın gibi, daha iyisini mutlaka hakketmektedir. Şiddete ortak olmayı
reddetmekle kadınlar, belki de toplumdaki şiddet eğilimini azaltabilirler ve
erkek ne kadar sert olursa olsun kadınların ondan o kadar hoşlanmadığı
efsanesini yıkabilirler
|
|
Hissedebilmek
tenindeki sıcaklığı
ve hissedebilmek
senden ayıran
kuralların acımasızlığını!..



|